31 Mayıs 2010 Pazartesi
Yaptıklarımdan dolayı pişmanlık duymuyorum. Aslında o gece seni üzmek istememiştim. Zaten beni tanıyan biri, böyle birşeyi asla düşünmeyeceğimi de bilir. Tek isteğim sevgilim, seni memnun etmekti...
Bir Macar şairin söylediği gibi “tuşlar basmıyor mınakoyim ”. Ehöö, öhee ne yaptın kızım başına kadar doldurmuşsun! Ters ters bakıyordu, böyle zamanlarda sevgilimden çok korkuyordum. Iç şunu delirtme beni. Içtim tabi. Sevgilimden korkuyordum, çok ters bir hatundu. Yani şimdi burada onun için “hatun” dediğimi bilse var yaa beni acaip döver, yani dövmek derken, kadın dövmesi işte. Hani bele doğru. Tam böyle çatalın oraya. Off orada dövme olunca çok güzel oluyor di mi?
Neyse, biz öyle boş boş, malak gibi oturuyorduk. Bütün gün hiç birşey yapmamıştık, yani yapacak her hangi birşey yoktu. Böyle zamanlarda düşünüyorum da hani böyle erkekler ne pis yaratıklar filan diyorlar ya. Bence o kadarda kötü değil. O gün ev pis olsaydı, biz bu kadar sıkılmazdık. Sen evi temizlerdin, ben de kanepeye yatıp göbek deliğimdeki yünleri toplardım. Yani sorun bende değil, evde anlıyor musun? Evvelsi gün evi süpürmeseydik, kanepenin kenarına sıkıştırdığım çorapları, tıka basa küllükleri bulundukları yerlerden kaldırmasaydık, hiç bir sorun çıkmazdı ve ben bu lanet olası yazıyı yazmazdım anlıyor musun beni!
Kısacası, hiç bir bok yapmadık bütün gün, akşama doğru benim canımın sıkıldığını anlayan sevgilim, bira almaya gitti. Fırsat bu fırsat, ben dedim ki evi kirleteyim. Çok özür dilerim sevgilim ama yapacak başka birşey yoktu ve ben ilişkimizi kurtarmaya çalışıyordum. Evi bi güzel kirlettim. Dozer gibi sıçıp evi kokutmak mı dersin, atlete sümkürüp inatla giymeye devam etmek mi dersin, senin o göz kalemlerini alıp iddaa ekiyle uğraşma mı dersin. Ya aklına gelebilecek ne bok varsa yaptım.
Çok özür dilerim sevgilim, ben sadece ilişkimizi monotonluktan, sıkıcılıktan kurtarmaya çalışıyordum. Fakat nerden bilebilirdim senin arkadaşlarını çağırdığını, ya bi kere senin kaç tane kuzenin var bana bunu açıkla? Ne zaman ayrı takılsak, sen kuzenlerinle oluyorsun. Kuzenlerinin sayısını hatırlamıyorum kızım. Ya tamam aslında ikimizde onların kuzenlerin olmadığını biliyoruz. Kandırmayalım birbirimizi. Sonuçta benim de araba kazası geçirmiş baya bi arkadaşım var. zaten en son bizim murat deve tabanına çarpmış onun yanındayım dediğimde anlamıştın yalan söylediğimi.
Öyle yani, hikaye bu işte. kızma bana artık. Ben eğlenelim diye tataklarımdan yaban mersini yapmıştım, halbuki ne bileyim onun yenilebilir olduğunu. Ben hiç yaban mersini görmedim ki sevgilim.Yani bilseydim en azından kuzenin yemeden önce uyarırdım.
Ohoo, hikayeyi bi halta benzetemedim, neyse hadi kaçtım.
şarkının da gideri var di mi?
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)