12 Nisan 2009 Pazar

ağbime mektup iki

Canım Erdal,

Yine içiyorum, yine kafam güzel, biliyorsun. Hayat zaten güzel, bunu da biliyorsun. Zaman dediğin nedir ki Erdalcığım, çok merak ediyorsan saate bak! Nedir yani insanların zamanla alıp veremedikleri anlamıyorum, zaman akıp gidiyormuş, eee yani? Son sözler yeterince doğru söz söylememiş aptallar içindir, biliyorsun Erdalcığım.
Sayın Erdal, buradan sonrasını biraz kaba bir dil ile yazacağım için cümleye gayet saygılı bir biçimde giriyorum. Oğlum, anlamıyorum yahu, nedir bu kadın-erkek ilişkilerini çözümleme isteği, anlamıyorum. Kadınları zaten anlamıyorum ama aramızdaki ilişkiyi çözümlemeyi çalışanları hiç anlamıyorum. Neyse ben yine de kadınları anlamıyorum davasından devam edeyim. -Anlamaya çalışmıyorum ki len- diyorsan, inan sana arasına ayak başparmağımı soktuğum kalorifer peteğiyle vururum. Akıllanmazsan facebook sayfana çözdüğüm testlerin cevaplarını gönderirim, kafayı yersin.
Kadınların, ya evet biz biraz deliyiz demesini anlamıyorum, mesela. Yani, ben kadınlar çok değişik ya dediğim zaman, karşımdakinin hehehe evet biz biraz değişiğiz demesini anlamıyorum. Nedir yani bu şımarıklık, sanki bilmiyoruz. Hayır, ben zaten bunu sırf içki muhabbeti olsun diye söylüyorum, bu karşımdaki parmak arası terliksi varlık övgü olarak kabul ediyor. İltifat etmiyorum ki ben, dert yanıyorum, acımı paylaşıyorum, sonra vay efendim erkekler duygusuz. Issız adam diye triplere girmiyorlar mı, asıl benim canımı yakan budur, canım Erdal. Pikapla şarkı dinleyerek, sebzegillerle ( halamgiller ) konuşarak, vs, vs, vs… neden bahsettiğimi anlamışsındır, eminim. Kadınlar için ideal olabilir, elbette. Böyle erkek istiyorum, bununla hayatımı kuracağım, falan feşmekan. Ha hayranlık duyduğum bir şeyi var bu lavuğun, adam internette gayet rahat takılıyor, yani sanal dünyanın gereksinimlerini yapıyor. Ama ben üst geçitten full mixed mp3 album alıyorum diye, bana burun kıvıran kadının, rakı içerken mezeye abanan insandan, konser de kendimi kaptırmış anırırken arkamda benimle dalga geçen varlıktan, farkı yoktur.
Kadın konusunun biteceği yok ki, canım Erdal. Elbette benimde kendime has salaklıklarım mevcut. Mesela, bir ara -futbolu sevmiyorum- muhabbetiyle, tav edeyim dedim, olmadı. Halbuki sorsalar bana, hangi futbolcunun, hangi muhtarlıktan ikametgah il muhaberi aldığını…
Kendini kandırıyorsun Ahmetciğim, dediğini duyar gibiyim ama duymamazlıktan geliyorum. Aksi takdir de senin yaptıklarını da buraya yazmak mecburiyetinde kalırım, inan sokağa çıkamazsın, flash ana habere bile konuk olamazsın.
Yalnızlığımla ( kadınlar diyorduk? ) seni üzmek istemiyorum, inan bana. Alabildiğine erkek alan barlardan birinde oturup iddaa muhabbeti de yapmak istemiyorum, anla beni ne olur. Şimdi farid farjad dinliyorum ( bok varmış gibi ) ve bu yazdıklarımın hiç komik olmadığını düşünüyorum ( evet, aynen senin gibi canım okur ). Aklıma güzel bir şey gelirse yazarım, olmadı telefonla arar gece yarısı seni rahatsız ederim. Kendimi ifade edemiyor oluşum hep alkol yüzündendir, ama aynı zamanda yüzüme ifade verende alkoldür ( bu nasıl bir kelime oyunudur yareppim ). Sözlerime burada bir son verirken bu güzel gecenin sonuna bir şiir eklemeden olmaz tabi ki;

geçen aklımdaydı
en güzel sarhoşluklar
en güzel aşkların sonunda
başlar

gözlerim çok iyi görür
aklım değil
ben geçmişimde ki
herkesi sevmişim
sadece birini gömmüşüm
yanına evimi kurdum
pencereden bakarım
zaten ben hep sarhoşum

( vay anasını, alkol tüm kötülüklerin anasıdır derlerdi inanmazdım, bu şiir baya kötü oldu, dediğini duyar gibiyim, ama duymamazlıktan geliyorum, haberin olsun )

1 yorum:

petitemonstredumacaron dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.